Renkli Kutuların Sırrı

Renkli Kutuların Sırrı

Uzak diyarlarda, gökyüzünün pamuk şeker bulutlarıyla süslendiği ve evlerin gökkuşağının renkleriyle boyandığı Şirinşehir adında bir şehir varmış. Bu şehirde, herkesin önünde, dört tane rengârenk kutu sıralı dururdu. Ama bu kutular sıradan kutular değildi; her biri bir hazine gibi değerliydi çünkü içinde büyük bir sır saklıydı.

Mavi kutu, kâğıtların yuvasıydı. Gazeteler, defterler, eski kitap sayfaları onun misafiriydi. Sarı kutu, plastiklerin eviydi. Su şişeleri, yoğurt kapları ve oyuncak ambalajları orada buluşurdu. Yeşil kutu, camların koruyucusuydu. Kırık bardaklar ve cam kavanozlar, yeşil kutuya teslim edilirdi. Son olarak turuncu kutu, metalleri ağırlardı. Konserve kutuları, eski tencere kapakları ve metal eşyalar onun kollarında yeniden hayat bulurdu.

Şirinşehir’deki çocuklar, bu kutuları çok severdi. Kutuların renkli dünyası onlar için bir oyun gibiydi. Çocuklar, hangi atığın hangi kutuya atılacağını ezbere bilir, ellerinde atıklarla sokaklarda neşe içinde koşuştururdu. Ancak herkesin içinde bir merak vardı: Bu kutuların sırrı neydi?

Elif ve Renkli Kutular

Bir sabah, küçük Elif, elinde buruşmuş bir gazete, bir su şişesi, kırık bir cam parçası ve eski bir konserve kutusuyla kutuların yanına geldi. Elif dikkatlice ilk olarak gazeteyi mavi kutuya attı. Bir anda mavi kutudan hafif bir ses duyuldu:
“Hoş geldin gazetecik! Artık yepyeni defterlere dönüşeceksin!”

Elif şaşkınlıkla baktı, ama durmadı. Sırada su şişesi vardı. Onu da sarı kutuya bıraktı. Sarı kutu keyifle mırıldandı:
“Teşekkürler Elif! Bir gün rengârenk bir oyuncak olacağım!”

Sonra kırık cam parçasını aldı ve dikkatlice yeşil kutuya yerleştirdi. Yeşil kutu nazik bir sesle konuştu:
“Beni dikkatle koyduğun için teşekkür ederim. Çok yakında parlayan bir pencere olacağım.”

Elif’in elinde son olarak eski bir konserve kutusu kalmıştı. Onu da turuncu kutuya attı. Turuncu kutu güçlü bir sesle yankılandı:
“Bu metal parça, yeni bir bisikletin parçası olacak!”

Elif, kutuların konuştuğunu fark edince gözlerini kocaman açtı. “Siz nasıl konuşuyorsunuz? Ve nasıl başka şeylere dönüşüyorsunuz?” diye sordu.

Ulu Çınar’ın Sırrı

O sırada kutuların arkasında duran Ulu Çınar, derin ve bilge bir sesle konuşmaya başladı:
“Sevgili Elif, bu kutular, Şirinşehir’in en büyük hazinelerinden biri. Onlar sayesinde şehirdeki atıklar toplanır ve şehrin dışındaki Geri Dönüşüm Fabrikası’na götürülür. Orada atıklar temizlenir, ayrıştırılır ve yeni eşyalara dönüştürülür. Bu sihirli dönüşüme geri dönüşüm deriz.”

Elif hayranlıkla dinliyordu. Ulu Çınar sözlerine devam etti:
“Geri dönüşüm, hem çevreyi korur hem de atıkların yeni bir hayata başlamasına yardımcı olur. Siz çocuklar, doğru kutulara atıklarınızı atarak bu dönüşümün kahramanlarısınız!”

Şirinşehir’in Kahramanları

Elif, bu sırrı öğrendikten sonra geri dönüşümün ne kadar önemli olduğunu anladı. O günden sonra sadece kendisi değil, arkadaşları ve ailesi de atıklarını doğru kutulara atmaya özen gösterdi. Şirinşehir’deki herkes bu sihirli dönüşüme katkıda bulunuyordu.

Çocuklar, Ulu Çınar’ın gölgesinde toplanır, kutuların öykülerini dinler ve her gün yeni şeyler öğrenirdi. Şirinşehir, bu kahraman çocuklar sayesinde daha temiz, daha yeşil ve daha mutlu bir yer haline geldi.

Ve o gün bugündür Şirinşehir’de gökkuşağı kutuları hâlâ mutlulukla görevlerini yerine getirir. Çünkü çocuklar, renkli kutuların sırrını çözmüştü ve bu sır, dünyanın daha güzel bir yer olmasını sağlıyordu.

Evet çocuklar Renkli Kutuların Sırrı adlı masalımızda burada bitti. Sizde Renkli Kutuların Sırrı gibi Doğa ve Çevre Hikayeleri yazarak tarafımıza gönderebilirsiniz. Gönderdiğiniz masallar sayesinde binlerce çocuk masal okuyarak uyuyacak. Masal göndermek için aşağıda ki resme tıklayabilirsiniz.